Çekişmeli boşanma davalarında, yalnızca mal paylaşımı, çocukların velayeti ve nafaka gibi konular değil, aynı zamanda ziynet eşyaları da önemli bir tartışma konusu olabilir. Ziynet eşyaları, evlilik süresince kadın tarafından takılan, genellikle altın ve değerli taşlardan oluşan takılar ve hediyelerdir. Bu eşyalar, hem manevi hem de maddi değer taşıdıkları için boşanma davalarında sıklıkla talep edilir ve tartışma yaratabilir.
Ziynet eşyaları konusunda taraflar arasında genellikle şu iki konu gündeme gelir:
1. Ziynet Eşyalarının Kime Ait Olduğu: Ziynet eşyalarının, genellikle kadına ait olduğu kabul edilse de, boşanma sırasında bu eşyaların kime ait olduğunun belirlenmesi gerekebilir. Evlilik sırasında alınan ziynet eşyaları, eşler arasında mal paylaşımına dahil edilebilir. Eşlerden biri, ziynet eşyalarının kendisine ait olduğunu iddia edebilir ve diğer eş bu eşyaların paylaşılması gerektiğini savunabilir.
Mahkeme, ziynet eşyalarının hangi tarafın malı olduğunu belirlerken, eşlerin evlilik süresince ne tür alışverişlerde bulunduğunu, takıların alındığı dönemi, hediye edilen takıların kimden geldiğini ve bunların evlilik içindeki kullanım amacını dikkate alabilir. Bu noktada, Yargıtay’ın verdiği kararlar önemli bir kılavuz olabilir. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, ziynet eşyalarının genellikle düğün hediyesi olarak kabul edilebileceğini, ancak eğer eşler arasındaki mal rejimi farklıysa, bu eşyaların paylaşılmasına karar verilebileceğini belirtmiştir (Yargıtay 2. HD, 2020/12055 E., 2021/6409 K.).
2. Ziynet Eşyalarının Değeri ve Paylaşımı: Ziynet eşyaları değerli olduğu için, boşanma sırasında bu eşyaların paylaşılması da önemli bir konu olabilir. Evlilikte edinilen tüm malvarlıkları, belirli kurallara göre eşler arasında paylaştırılır. Eğer ziynet eşyaları ortak mal olarak kabul edilirse, mahkeme bu eşyaların değerini tespit eder ve eşler arasında adil bir şekilde paylaşılmasını sağlar.
Eşlerden biri, ziynet eşyalarını kendi adına kaydettirmiş veya yalnızca kendisine ait olduğunu beyan etmiş olsa bile, bu eşyaların mal paylaşımına dahil edilip edilmeyeceği, hukuki açıdan değerlendirilen bir mesele olabilir. Özellikle, bu eşyaların hediyelik olup olmadığı veya düğün hediyesi olarak alınıp alınmadığına bakılarak karar verilebilir. Yargıtay, bu tür durumlarda ziynet eşyalarının her iki eşin de ortak malı olabileceği yönünde kararlar verebilmektedir (Yargıtay 2. HD, 2017/14644 E., 2018/7019 K.).
Ziynet eşyaları yalnızca boşanma davalarında değil, başka durumlar nedeniyle de dava konusu olabilir. Örneğin, boşanma öncesi ya da sonrası, ziynet eşyalarının kaybolması, çalınması ya da başka bir sebeple el değiştirmesi durumunda da hukuki işlem yapılabilir. Bu tür durumlarda, ziynet eşyalarının geri alınması veya tazmin edilmesi için muvazaa, haksız iktisap veya alacak davası açılabilir. Bu tür davalar, ziynet eşyalarının mülkiyetinin tespiti ya da eşyaların geri verilmesi amacıyla açılabilir. Yargıtay, ziynet eşyalarının boşanma dışında da herhangi bir sebeple talep edilebileceğini ve hukuki yollarla geri alınabileceğini içeren kararlar vermiştir (Yargıtay 2. HD, 2015/17963 E., 2016/8389 K.).
Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik süresince edinilen malların paylaşımı, belirli kurallara göre yapılır. Ancak ziynet eşyaları konusu, özellikle kadınların evliliklerinde sıklıkla karşılaştıkları bir durumdur ve genellikle kadına ait kabul edilir. Bu kabulün arkasında, hem hukuki hem de toplumsal birkaç önemli sebep bulunmaktadır:
Ziynet eşyalarının kadına ait olduğu kabul edilse de, boşanma davalarında bu eşyalara dair çıkabilecek uyuşmazlıklar, mahkeme tarafından ayrıntılı şekilde ele alınır. Yargıtay, kadının sahip olduğu ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda net kararlar vermektedir. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bir boşanma davasında, “ziynet eşyalarının kadına ait olduğuna ve bu eşyaların kadın tarafından tasarruf edilebileceğine” dair bir hüküm vermiştir (Yargıtay 2. HD, 2020/10162 E., 2021/3126 K.). Ancak, mal rejiminin değişmesi, eşlerin anlaşmazlığı veya kadının mülkiyet hakkı dışında başka bir gerekçe ile mahkeme, ziynet eşyalarının paylaşılması kararı verebilir.
Ziynet eşyaları, genellikle kadına ait kabul edilse de, her boşanma davasında özel şartlar ve hukuki detaylar göz önünde bulundurularak bu eşyaların sahipliği tartışılabilir. Hem hukuki hem de kültürel sebeplerle, ziynet eşyalarının kadına ait olması gerektiği kabul edilse de, dava sırasında doğru delillerin sunulması ve yasal hakların savunulması kritik önem taşır.
Çekişmeli boşanma davalarında, ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda yaşanacak anlaşmazlıklarda, taraflar birbirlerinin haklarını savunmak için delil sunabilirler. Örneğin, ziynet eşyalarının alınmasına ilişkin faturalar, banka hesap dökümleri, takıların hediye olarak verildiğine dair tanık ifadeleri gibi deliller mahkemeye sunulabilir.
Bu noktada, eğer ziynet eşyalarının hangi eşe ait olduğu konusunda ciddi bir anlaşmazlık yaşanıyorsa, doğru delillerin toplanması büyük önem taşır. Bir avukat, bu süreçte müvekkilinin haklarını savunurken, doğru stratejiyi belirleyerek ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda en iyi sonucu almayı sağlayabilir.
Ziynet eşyaları, boşanma sırasında tartışma yaratabilecek önemli ve değerli mal varlıklarındandır. Bu eşyaların paylaşımı, eşler arasında önemli bir uyuşmazlık konusu olabilir ve hakların korunması adına dikkatle ele alınmalıdır. Ayrıca, ziynet eşyaları sadece boşanma davalarında değil, başka durumlar nedeniyle de dava konusu yapılabilir. Çekişmeli boşanma davalarında, ziynet eşyaları da dahil olmak üzere tüm mal paylaşımı konularında hukuki destek almak, doğru adımlar atılmasını sağlar. Bu nedenle, CG Legal gibi deneyimli bir ekiple çalışarak, tüm süreç boyunca haklarınızı en iyi şekilde savunabilirsiniz.
İletişim için:
📞 Telefon: +90 (216) 515 95 11
📧 E-posta: info@cglegal.com.tr
🌍 Web: https://www.cglegal.com.tr


